Neden Neşeli Gökkuşağı Anaokulu;
Biz öğrencilerimize özgürce deneyimler yaşayabilecekleri ilgi yetenek ve yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri bireyselleşmesini destekleyen araştırmacı ve sorgulayıcı kimliklerini pekiştiren kaliteli bir okul öncesi eğitim sunmaktayız.
Bu yolda Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı disiplinli benlik saygısı gelişmiş doğayı hayvanı koruyan sevgi dolu nesiller yetiştiriyoruz.
Bununla birlikte birçok sistemin karma eğitim sistemi sunmaktayız çoklu zeka kuramı gems projesi reggio emilia ve montosori yöntemini eğitim felsefesi olarak kabul etmekteyiz.
Bir çocuk birçok alanda desteklenmeli ve yaratıcılıkları ön plana çıkmalıdır.
3 dilde eğitim veren okul öncesi eğitim kurumuyuz.
Okulumuzda tam zamanlı pedagog eşliğinde Türk ve yabancı uyruklu eğitmenlerle eğitim verilmektedir.
Öğrencilerimiz günlük aktivitelerin uygulamalarında ve oyun zamanlarında yabancı dil konusunda uzman eğitmenler liderliğinde İngilizce Rusça ve Fransızca öğrenmekte ve dili dil ortamında öğrenmektedir.
Okulumuz 2 -6 yaş arası çocuklara eğlenceli ve zengin bir eğitim program sunmaktadır. Bahçe, bahçe oyunları, öğle uykuları ve sağlıklı beslenme günlük yaşamda önemli yer tutar.
ÇOKLU ZEKA SİSTEMİ
Çoklu zeka kuralına göre bireyler sadece sayısal ve sözel beceriler değil uzmansal müzikal bedensel-sayısal öze dönük ve doğa ile ilgili belirgin becerilere sahiptir-bu nedenle eğitime de sadece dil ve mantık-matematik – zekaları değil diğer tüm zekalar dikkate alınmalıdır – öğretmenler sınıf tüm zekalar dikate alınmalıdır-öğretmenler sınıf ortamında bakarak hedeflere uygun yönetmeleri seçmektedir bireyin zekasının gösterisi nedir sorusuna en sık veriler cevaplar-problemler çözüm mantığını kullanma ve eleştirel düşünme beceridir bu yaklaşım geçmişte bireylerin yeteneklerinin zamanlaması ve bunlara göre sınıflara ayırarak uygun eğitim ortamın yaratılmasıdır
Çoklu zekâ kuramı, her insanın çeşitli zekâ alanlarının tümüne sahip olduğu ancak bu alanların değişik düzeylerde olabildiği, her insanın, çeşitli zekâ alanlarından her birini yeterli düzeyde geliştirebileceği, çeşitli zekâ alanları, genellikle bir arada ve karmaşık bir yapıda çalıştıkları ve insanın herhangi bir alanda zeki olmasının tek değil birçok yolu olabileceği yaklaşımlarından hareketle geliştirilmiştir. Uzamsak, içsel, kişilerarası, doğa ve bedensel-kin estetik zeka alanlarını içermektedir.
WALDORF
Çocukların sosyal, duygusal, ruhsal, ahlaki, fiziksel ve zihinsel açılardan dengeli bir biçimde ve çok yönlü olarak gelişebilmesini amaçlar. Çocukların bireyselliğini, özgüvenlerini ve bütünlüğünü desteklemeye ayrıca önem verilir. Çocukların sanat, müzik, hareket ile öğrendikleri; keşfederek, deneyimleyerek yaşantılarını zenginleştirdikleri düşünülür. Çocukların birbiriyle rekabet etmektense birbirlerine saygı duyarak, yardımlaşarak toplumsal aidiyet duygusu edinmeleri teşvik edilir. Waldorf yaklaşımı çocuğun sağlam bir öğrenme sevgisi oluşturmasının gelecekte ihtiyacı olan akademik becerileri geliştirebilmesinin bir ön koşulu sayar.
SINIF ORTAMI
Sınıf ortamı çocukların duyularının estetik ve düzen içerisinde geliştirilmesine yardımcı olacak şekilde düzenlenir. Çocuklar çevrelerine karşı son derece duyarlıdır ve tüm duyu organlarını kullanarak çevreleri hakkında bilgi edinirler. Bu nedenle sınıftaki duvarların, mobilyaların ve malzemelerin renkleri oldukça önemlidir. Sade ve göz yormayan açık renkler tercih edilir. Doğal ve sağlam malzemelerden yapılmış mobilyalar kullanılır.
GEMS
Gems etkinlikleri öğrencilerin temel fen ve matematik kavramlarını anlamalarını ve günlük yaşamlarında gerek duydukları sorgulama alışkanlığını edinmelerini sağlamaktadır.
GEMS Projesinin Amaçları Nelerdir?
- GEMS Projesi şu amaçları gerçekleştirmek için etkinliğe dayanan bir yöntemi kullanmaktadır:
- Bağımsız öğrenen ve eleştirel düşünebilen bireyler yaratmak.
- Öğrencilerin fen ve matematikteki öncü kavramları anlamalarını sağlamak.
- Temel fen ve matematik becerilerinin önemini göstermek.
- Fen ve matematiğe karşı olumlu bir tutum edinilmesini sağlamak.
Reggio Emilia: “Çocuğun Yüz Dili”
Reggio Emilia yaklaşımında, çocuklara somut yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler. Örneğim, resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi. Reggio yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir. Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığıyla çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.
Bir çocuk 100’den ibarettir. Bir çocuğun 100 lisanı,100 eli,100 fikri,100 düşünme şekli, oynama şekli ve konuşma şekli vardır.100 her zaman 100…dinleme şekli, sevme şeklidir; şarki söylemek ve anlamak için, keşfetmek için…100 zevk,100 dünya icat etmek için, hayali kurulacak 100 dünya. Bir çocuğun 100 lisani vardır; (ve yüzlerce yüzlerce dahası) ama 99’unu çalıyorlar. Okul ve bu kültür, kafayla vücudu ayırıyor. Onlar çocuğa: elleri olmadan düşünmesini, kafası olmadan yapmasını, zevk almadan anlamasını, sadece yılbaşlarında ve bayramlarda sevip şükretmesini söylüyorlar. Onlar çocuğa: zaten orada olan bir dünyayı keşfetmesini söylüyorlar ve geri kalan 99unu çalıyorlar. Onlar çocuğa: iş ve oyunun, gerçek ve fantezinin, bilim ve hayal etmenin, yerin ve göğün, sebep ve rüyanın birbirine ait olmadığını söylüyorlar ve onlar çocuğa100’ün orada olmadığını söylüyorlar. Çocuk onlara: İmkânsız, 100 işte orada! diyor.
Maria Montessori
Bu yaklaşımda öğretilecek olan bilgiler, çocukların anlayabileceği düzeyde somutlaştırılır ve ezber kaygısı olmadan öğrenilmeleri için de bir takım yöntem ve materyallerle sunulur. Farklı duyu organları ile materyallerin çeşitli özelliklerini keşfetmeleri, öğrenmeleri için çocuklara özgür ve rahatlatıcı bir ortam sunulur. Çocuklara ihtiyacı olan çevreyi sağlamak ve o çevre içerisinde bağımsız bir şekilde öğrenmesine olanak sunmak esas alınır. Montessori yaklaşımında gerçeklik ve doğallık büyük önem taşır.
Sınıflarda ve okuldaki diğer alanlarda çocuklar istedikleri şekilde, özgürce dolaşma hakkına sahiptirler. Aynı zamanda, sınıflarda alışılmışın dışında, farklı yaş gruplarından çocuklar bulunur. Bu sistem, çocukların birbirlerinden öğrenmelerine, deneyim kazanmalarına ve toplumsal gelişimlerine olanak sağlamaktadır.
Sınıflarda, çocuğun istediği etkinliği seçebilmesi için gerekli ortam hazır bulunur; dolayısıyla çocuklar ne yapmak istediklerine kendileri karar verirler. Kendilerine ve ilgilerine göre seçtikleri etkinliklerle, istedikleri süre boyunca ilgilenirler.
Montessori sınıflarında öğretmen, alışılmış “öğreten” rolünden daha farklı bir konumdadır. Her şeyden önce öğretmen çevreyi hazırlayan/tasarlayan kişidir. Çocukların çevre ile ilişkiye girmelerinden, deneyim kazanmalarından sorumludur. Çocuklara kaynak oluşturan ve sunan öğretmen, öğreten kişiden çok bir rol modelidir.
Öğretmenin bir diğer önemli rolü ise sınıf içerisinde sürekli olarak gözlem yapması ve kayıt tutmasıdır. Bu şekilde, her çocuğun gelişimini detaylı olarak inceler ve bireysel gelişimlerini değerlendirir.